Fen ve Doğa

Delete this widget in your dashboard. This is just an example.

Teknoloji

Delete this widget in your dashboard. This is just an example.

Eğitim

Delete this widget in your dashboard. This is just an example.
 

artık yeni masallar anlatalım diyorum cocuklarımıza

Saturday, December 26, 2009

Çocukken masal dinlemeyi seviyor muydunuz? Masal okumak, masal dinlemek hepimizin çocukluğundaki güzel anılardır. Kırmızı başlıklı kız, pamuk prenses ve yedi cüceler, külkedisi, bremen mızıkacıları, karga ile tilki... o kadar çok ki. Yetişkin olunca aslında bu masallarda çok da çocuklara yararlı olmayan bir anlayışın hakim olduğunu fark ediyoruz. Sihirli bir dünya içindeyiz ve gerçeklerden uzağız. Hiç bir yerde bir kurtun bir annanneyi yediği ve bir avcının kurdun karnını keserek onu kurtardığı görülmemiştir. Ama çocuklar bu anlatılanları gerçek olarak öğrenir ta ki bunun gerçek olmadığını belli bir yaşa geldiği zaman anlayana kadar. Neden çocuklarımızın zihnini bu tür gerçek dışı ve yararsız bilgilerle dolduruyoruz?
Çocuklara hayal dünyalarında gezinti yapma fırsatı sunan masalları doğru bir şekilde kullanabilsek onların bilişsel ve sosyal gelişimlerine daha fazla yardımcı olabiliriz. Mesela hep öğrencilerin fen konularını öğrenemediklerinden şikayet ederiz hem öğretmenler olarak hem de anne-babalar. Peki biz minik bebeğimize içinde fen kavramlarının geçtiği masallar anlatsak, biraz büyüdüğünde yağmurun, karın, gökkuşağının... nasıl oluştuğunu anlatırken masallardan yararlansak nasıl olur? Ama fen konularını didaktik bir şekilde değil de onlarda merak uyandıracak şekilde anlatsak nasıl olur acaba? Denemekte yarar var.
Sihirli kahramanlar... birden bire beliren periler, sihirli şatolar, büyülü elmalar... ve bunların yarattığı ölümsülük fikri. Çocuklar acaba bunları nasıl algılıyor, onların gerçek ile bağlantı kurmasına ne kadar engel oluyorlar düşünüyor muyuz acaba?
Yeni nesil çocuklarımıza artık yeni masallar yazılsın. Masallarla hayal dünyasında gerçekleri yaşasınlar. Çevrelerinde gerçekleşen doğa olaylarını masallarda, ninnilerde öğrensinler. Artık sizce de zamanı gelmedi mi feni hayatımıza sokmanın?

Sosyal ağ olusturma

Friday, December 25, 2009



Arkadaşlarınızla birlikte bir sosyal ağ oluşturmak istiyorsunuz, ne yaparsınız?
Doğru adrestesiniz.: www. ning.com
Bu siteye üye oluyorsunuz, ağınız için bir isim buluyorsunuz. Sonra arkadaşlarınızı davet ediyorsunuz ve istediğiniz her bilgiyi paylaşabiliyorsunuz.Resimlerinizi, hazırladığınız videolarınızı yüklemenin dışında forumda yazılar yazıp chat yapabiliyorsunuz. Denemenizde yarar var, sadece bir kaç dakikanızı alacak.

Pencil- geleneksel animasyon yazılımı


 Bir çizim programı. Yüklemek çok kolay, fazla zamanınızı almıyor. Resim çizmek de son derece rahat. Çocuklar bu programı kullanarak resimler çizebilirler, birkaç farklı resim çizme seçeneği var, istediğiniz rengi seçebiliyorsunuz. Tavsiye edilebilir bir çizim programı

Fen derslerinde teknolojiden ne kadar yararlanıyoruz?

Fen ve teknoloji isimli derslerimizde teknolojiden ne kadar yararlanıyoruz? Derslerin isimlerini değiştiriyoruz ama bu değişikliği içeriklerde de uygulayabiliyor muyuz? Teknoloji çağında yaşarken teknolojiden ne kadar uzak kalınabilir?
Fen dersleri özellikle ilköğretim çağında öğrencilerin anlamakta zorluk çektiği ve teneffüs saatlerini dört gözle beklediği derslerden biridir. Sınav gecesi çalışılır ve sınav bittikten sonra öğrenilenler unutulur. Önceki sistemde fen konuları derste öğretmen tarafından anlatılır, konuyla ilgili sorular bazen öğrencilere çözdürülürdü. Ev ödevleri verilir, hatta sınıftan bir öğrenci ödevleri her gün kontrol ederdi. Bu tarzda işlenen fen dersleri sadece okulda öğrenilir, günlük hayatta öğrenilen bilgilerle karşılaşılabileceği bile düşünülmezdi. O bilgiler kitaptaki bilgilerdi ve kitaptan dışarı çıkmazlardı.
Yapılandırmacı öğrenmeyi temel alan öğrenci merkezli öğrenme anlayışı fen konularını yaparak, yaşayarak öğrenmeyi hedef aldığından zihinlerdeki fen fikrini yıkmaya çalışıyor. Öğrenciler projelerle derse dahil ediliyor, konular daha basitleştirilerek günlük hayattan örnekler verilerek zenginleştiriliyor. En azından ilgili öğrenciler dersten zevk alabiliyorlar. Ya ilgisiz öğrenciler?
Günümüzde çocuklar 3 yaşından itibaren bilgisayar kullanmaya başlıyorlar ve bizlerden daha hızlı sürede yenilikleri takip edebiliyorlar. İlgi alanlarının odak noktası olan bilgisayar fen eğitiminde kullanılırsa neler olur bir düşünelim:

- ders öncesinde konuyla ilgili öğrenci kısa bir araştırma yapar. Ne öğreneceğini önceden fark eden öğrenci öğrenme sırasında daha dikkatli olur, derse daha bilinçli katılır.
- öğretmen derste konuyla ilgili animasyonlardan, oyunlardan... yararlanarak dersi sıkıcılıktan kurtarır. Öğrencilerin konuyla ilgili fikirlerini, ön bilgilerini öğrenir.
- öğrencilere blog (web güncesi) hazırlamayı öğreterek öğrendiklerini kendi cümleleriyle ifade etmesi, yorumlaması istenebilir. Kendine ait bir web sayfasının olması ve bunu kendi istediği zaman güncellemesi özgür bir öğrenme ortamı sağlar. Ayrıca sınıfta yaptıkları etkinlikleri de blogunda paylaşabilir.
- video hazırlama programları ile konuyla ilgili resimleri bulur, onlara uygun müzikleri ayarlar ve konuyla ilgili bir video hazırlayabilir.
- basit çizim programları ile konularla ilgili çizimler yapabilir. Öğrendiği konuyu resimle ifade etmesi istenebilir. Belki öğrenci resimlerle konuyu daha iyi pekiştirebilir.
- sosyal ağlara üye olup, düşüncelerini, yaptıklarını dünya ile paylaşma imkanı bulabilir.
aslında yapılacak o kadar çok bulabilir ki, yeter ki bu tür çalışmalar yapmaya yönlendirilsin ve çalışmalarını yaparken özgür bırakılsın.

Meraklı miniklere müjde

Tuesday, September 1, 2009

Okul öncesi çocuklara fen konularına ilgi duyar mı? Onlara fen konuları nasıl öğretilir? Hiç düşündünüz mü? 

Fen dersleri çoğu öğrencinin korkulu rüyasıdır. Fen derslerinden sıkılırlar, bir an önce bitmesi için sürekli saatlerine bakarlar. Sınav öncesinde konuları ezberler, sınavdan sonra da öğrendiklerini unuturlar. Arkadaşları ile birlikte fen dersleri hakkında konuşurken sadece zor ve sıkıcı olduğundan bahsederler.

Oysa yaşadıkları her an, aldıkları her nefeste fen vardır. Farkında olmadan yemek yerken, koşarken, oyunlar oynarken, doğa gezisi yaparken, bisiklete binerken... hemen her yerde fen konularının içinden geçerler. Fen konularıyla bu kadar içiçeyken neden fen derslerinde sıkılırlar? 

Sanırım anne baba ve eğitimciler olarak okulda fen derslerine veya çevremizde fen ile ilgili konulara dikkat çekmede sorunlar yaşıyoruz. Acaba bizim fen ile ilgili konuları öğrenmeye ve öğretmeye ilgimiz ne seviyede? Biraz düşünelim...Okulda öğrendiğimiz konuları hatırlayabiliyor muyuz? veya hatırladığımız sadece fen derslerinden aldığımız düşük notlar veya sıkıcı geçen zamanlar mı? Zevk için veya merakımızdan fen ile ilgili bilgilere başvuruyor muyuz? Gece penceremizden yıldızları incelerken, yıldızlar hakkında çok az bilgimiz olduğunu düşünüp, araştırma yapıp öğrenmeye çalışıyor muyuz? 

Bebekler doğdukları andan itibaren çevrelerine meraklı gözlerle bakıyorlar. Yürümeye başladıktan sonra da tam bir keşifçi gibi incelemeler yaparak öğrenmeye çalışıyorlar. Elindeki topu sürekli yere atıp tekrar alarak yerçekimi kuvvetini keşfediyorlar. Her yeni nesneye bir bilimadamı duyarlılığı ile yaklaşıp inceleyip kendilerine göre anlamlandırıyorlar. Çocuklar gelişim sürecinde özellikle fen ile ilgili konuları öğrenmeye bu kadar meraklı iken onlara birkaç yıl içinde ne oluyor da birden bire sıkılmaya başlıyorlar, öğrenmeye karşı isteksiz oluyorlar?

İşte bu noktada tübitak 0-6 yaş grubundaki çocuklar için yeni bir dergi çıkartmış: meraklı minik. 16 aylık oğlumuz Özgür Emin meraklı minik dergisini çok seviyor, resimdekilerle konuşmaya çalışıyor, resimde gördüğü hayvanların seslerini çıkartmaya çalışıyor, çok eğleniyor.

Her ay farklı bir konu işleniyor. Meraklı minikler her ay başka bir dünyaya kucak açıyorlar. 

Basit bir dil kullanılmış. Çocukların ilgisini çekecek oyunlar ve resimlerle bezenmiş rengarenk bir dergi.

Bu dergiyi ilk elime aldığımda düşündüm ki fen konularını çocuklara neden sevecekleri şekilde öğretmiyoruz? Çocukluktan itibaren meraklı adımlarla ilerlemek okul zamanında da fen konularına ilgiyi artırır. Tabi bu sadece bir pencereden bakış açısı. Diğer pencerelerden de bakabilirsek bu sorunu daha iyi çözebiliriz. Merak pencereniz hep açık olsun:))

Cocuklar nasıl düşünür?

Saturday, April 25, 2009

Piaget'in çocuklar hakkındaki düşüncelerini anlatan Singer ve Revenson'un kitabını okurken küçük prens hikayesi dikkatimi çekti. 

Küçük prens hikayesinden:

Alti yaşimdayken, ilk çagin ormanlarini anlatan “Gerçek Öyküler” adli bir kitapta çok güzel bir resim görmüştüm.

Kitapta şunlar yaziliydi: “Boa yilani avini çignemeden, bütün olarak yutar ve hareket edemez hale gelir. Sonra da onu sindirebilmek için alti ay boyunca uyur.”
Bu orman maceralari üzerinde uzun uzun düşündüm, sonra renkli bir kalemle ilk resmimi yapmayi başardim. 1 No’lu resmim işte şöyle bir şeydi:

Şaheserimi büyüklere gösterdim ve korkup korkmadiklarini sordum. Ama onlar:”Korkmak mi? Bir şapkadan niye korkalim ki?”dediler.
Oysa çizdigim resim bir şapkaya ait degildi. Koca bir fili sindirmekte olan bir boa yilanini çizmiştim ben. Neyse, büyükler anlayabilsin diye başka bir resim daha çizdim. Bu kez boa yilaninin midesindeki fili açik seçik göstermiştim. Şu büyüklere hep açiklama yapmak gerekiyor. Ikinci resmim ise şöyle bir şey oldu:

Bu kez büyüklerin cevabi boa yilanini içten ya da diştan çizmeyi bir yana birakip, cografya, tarih, aritmetik ve gramerle ilgilenmemi tavsiye etmek oldu. Böylece alti yaşimdayken resim kariyerimi terk etmek zorunda kaldim. Ilk iki resmimin başarisiz olmasi beni hayal kirikligina ugratmişti Büyükler kendi başlarina hiçbir şeyi anlayamiyor, çocuklar ise ayni şeyin tekrar tekrar anlatilmasindan sikiliyorlardi.

Hikayenin tamamını okumak için lütfen tıklayın:

Çocukken hayal gücümüz bu kadar genişken, büyüdüğümüzde neden sadece tek düze düşünüyoruz? Hayal gücümüz nasıl yok oluyor? Birkaç gündür hep bu sorular geçiyor zihnimden. Okula  başlamadan önce olaylara farklı  gözlüklerle bakan öğrenciler, okula başladıktan sonra her olaya aynı gözlükle bakmaya başlıyorlar.  Okullarımızda yaratıcılığı ve hayal gücünü nasıl öldürüyoruz?Onların bu becerilerini geliştirmeye odaklanmak yerine, herkesin tek düze bir kalıp içinde öğrenmeleri için çabalıyoruz. 
 

Sistem Dinamigi Yaklasimi- doktora tezim

Friday, March 20, 2009

Sistem dinamiği, sebep-sonuç ilişkileri ve bunların altında yatan matematiksel mantığı, zaman gecikmelerini ve geribesleme döngülerini içeren bir sistemi analiz etmek için tasarlanmış bir öğretme ve öğrenme yöntemidir. Sistem dinamiği çalışmaları, mühendislik, işletme yönetimi, ekonomi ve fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilim alanlarında önemli gelişmelere sebep olmuştur. Bu gelişmelerden etkilenen araştırmacılar eğitimin kalitesini artırmak amacıyla sistem dinamiği yaklaşımını eğitim alanlarına da uygulamaya başlamışlardır. Sistem dinamiğine dayalı ilk eğitim bilimi çalışmaları, bu sahada da ciddi sonuçlar elde edilmesinin mümkün olduğunu göstermektedir. Sistem dinamiği yaklaşımının uygulandığı okullarda, öğrenciler, okul dışı zamanlarda bile dersleriyle ilgili gönüllü projeler yürütmüşler, zaman zaman kendi velilerini de ders projelerine katacak kadar müfredata ilgi duyar hale gelmişlerdir. 

Bu çalışmanın amacı; 1) sistem dinamiği yaklaşımını ilköğretim 7. sınıf fen ve teknoloji dersinde uygulamak, 2) uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek, 3) öğrencilerin fen ve teknoloji dersine yönelik tutumlarını, problem çözme becerilerini, başarılarını, grafik çizme ve analiz etme becerileri ile sebep-sonuç ilişkisini anlama becerilerini geliştirmek, 4) öğretmen ve öğrenciler için etkili bir öğrenme ve öğretme aracı sağlamak, 5) sistem dinamiği yaklaşımının yapılandırmacı öğrenmeye katkısını araştırmaktır. 
Araştırmanın örneklemini 2007-2008 öğretim yılının güz döneminde İstanbul il merkezindeki iki farklı okulda öğrenim gören 81 ilköğretim 7. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır.

Araştırmada ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Sistem dinamiği yaklaşımı ile desteklenmiş standart müfredatın uygulandığı grup deney, standart müfredatın uygulandığı grup kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılımcıların seçimi rastgele (random) olarak yapılmış, deney ve kontrol grupları denk gruplar olarak belirlenmiştir. Başlangıçta deney ve kontrol grubundaki öğrenciler sarmal yaylar, iş, enerji, enerji çeşitleri ve enerjinin korunumu konularını mevcut müfredata göre işlemişlerdir. Daha sonra deney grubundaki öğrenciler konuları sistem dinamiği yaklaşımı ile modelleme yaparak pekiştirirken, kontrol grubundaki öğrenciler konuyla ilgili alıştırmalara ve örnek soru çözümlerine çalışarak öğrendiklerini pekiştirmişlerdir.  

Çalışmanın alt problemlerini tespit etmek için sekiz farklı ölçme aracı kullanılmıştır. Fen ve Teknoloji dersi Tutum Ölçeği, Bilimsel Başarı Testi (BBT), Sebep - Sonuç İlişkisi Ölçeği, Grafik Çizme ve Analiz Etme Becerisi Ölçeği, Problem Çözme Becerisi Envanteri, Sistem Dinamiği Kavram Testi, Öğrenci Profili Belirleme Anketi ve Yapılandırmacı Öğrenme Ortamı Ölçeği (YÖOÖ). Bu ölçme araçlarından problem çözme becerisi envanteri ve YÖOÖ haricindeki diğer 6 ölçek araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Hepsi için 6.,7. ve 8. sınıflarda geçerlilik çalışması yapılmıştır. Bu ölçme araçlarından elde edilen veriler, betimsel istatistik, bağımlı ve bağımsız t- testi ile analiz edilerek yorumlanmıştır. Sonuçlar .05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir.

Yapılan istatistiki çalışmalar sonucunda; deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin fen ve teknoloji dersine, sebep-sonuç ilişkisini anlayabilmeye (sebep1 ölçeği) ve grafik çizme-analiz etme becerisine (grafik 1 ölçeği) yönelik tutumlarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Bilimsel başarı testinden elde edilen sonuçlara göre, her iki gruptaki öğrencilerin başarılarında bir artış olduğu fakat, sistem dinamiği yaklaşımının başarıya daha fazla etki ettiği görülmüştür. Ayrıca sistem dinamiği yaklaşımı, öğrencilere, problem çözme becerisi, grafik çizme ve analiz etme becerisi (grafik 2) ile sebep-sonuç ilişkisini anlayabilme becerisi (sebep 2) kazandırma noktasında katkıda bulunmuştur. Deneysel çalışma sonrasında, öğrenciler, sistem dinamiği sınıfının daha yapılandırmacı bir öğrenme ortamı oluşturduğunu düşünmektedirler. 

İstatistiksel analizlerden elde edilen sonuçları; öğrencilerle yapılan görüşmeler, araştırmacı tarafından yapılan gözlemler ve öğretim sürecinde kayıt edilen öğrencilerin geliştirdiği modellerden (EK-15) elde edilen sonuçlar da desteklemektedir.

Bu çalışmanın sonuçları göstermiştir ki; sistem dinamiği, olaylara sistem düşüncesiyle yaklaşıp, olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkilerini, geribesleme döngülerini matematiksel bir mantık çerçevesinde bir benzetim programı ile yapılandırarak kalıcı öğrenmeye yardımcı bir yaklaşımdır.

Tezin tamamına ulaşmak için lütfen tıklayınız: Fen ve teknoloji öğretiminde sistem dinamiği yaklaşımı

Öğrenme Halkası Modeli- Master tezim

Tuesday, March 3, 2009

Çocukluktan başlayarak gelen fene merak, fen konularının öğrencilere etkili bir yöntemle öğretilmesi gereksinimini doğurmuştur. Bu yöntem, öğrencilerin bilimsel bilgiyi öğrenmesi daha sonra da öğrendiği bilgileri günlük hayattaki yaşantısında uygulamasına fırsat vermelidir. Ayrıca öğrendiklerini zihninde yapılandırarak daha kalıcı bir öğrenmeye zemin hazırlamalıdır. Öğrencilere zor gelen kavramları, günlük hayata uyarlama ve öğrendiklerini kalıcı hale getirmek için zihninde yapılandırma sürecini temel alan bir öğretme yöntemi olan “Öğrenme Halkası Modeli”ni fen derslerinde özellikle laboratuvar çalışmalarında uygulamak daha etkili bir öğrenme gerçekleştirmek için öğrencilere faydalı olacaktır. 

Bu çalışmanın amacı, Öğrenme Halkası Modeli ve Geleneksel Öğretim Yönteminin öğretmen adaylarının fizik labaratuvarındaki başarılarına, fizik laboratuvarına yönelik tutumlarının etkisini ve öğretmen adayları üzerinde hangi yöntemin daha başarılı olduğunu belirlemektir. 

Bu amaçla üniversite birinci sınıf temel fizik laboratuvarı dersinde yapılan “elektrik ve manyetizma” konularını içeren deneylerin öğretilmesinde, Öğrenme Halkası Modeli ve Geleneksel Öğretim Yöntemi uygulanmıştır. 2003-2004 öğretim yılında Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği programı 1. sınıf, 35 deney grubu, 34 kontrol grubu olmak üzere toplam 69 öğretmen adayından oluşan çalışma grubu üzerinde, deney ve kontrol gruplu deneysel desen (Yarı Deneysel Desenler = Quasi Experimental Design)” kullanılmıştır. 

Çalışmanın alt problemlerini tespit etmek için üç farklı ölçme aracı kullanılmıştır. Fizik Laboratuvarı tutum ölçeği (deney ve kontrol gruplarında yer alan öğretmen adaylarının fizik derslerine olan tutumlarının, uygulanan öğrenme yöntemine bağlı olup olmadığı sınamak için), “Elektrik ve Manyetizma” konularını içeren bilimsel başarı testi (BBT) (deney ve kontrol grubunda yer alan öğretmen adaylarının başarı derecelerini belirlemek için) ve öğretim yöntemi değerlendirme anketi (uygulanan öğretim yöntemi ile ilgili öğretmen adaylarının düşünce ve önerilerini tespit etmek için). Bu ölçme araçlarından elde edilen veriler, SPSS yardımıyla; betimsel istatistik, bağımlı ve bağımsız t- testi ve Pearson korelasyon analizi kullanılarak yorumlanmıştır. 

Yapılan istatistiki çalışmalar sonucunca; deney ve kontrol grubundaki öğretmen adaylarına uygulanan öntest-son test sonuçlarında, fizik laboratuvarına yönelik tutum puanları arasında manidar düzeyde bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir. Bilimsel başarı testinde, deneysel çalışma öncesinde kontrol grubu deney grubundan daha başarılı olduğu halde, her iki yöntemin de uygulama süresi bittiğinde, deney grubunda yer alan öğretmen adaylarının kontrol grubunda yer alan öğretmen adaylarından daha başarılı olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, deney grubundaki öğretmen adaylarının fizik laboratuvarına karşı tutum ve “elektrik ve manyetizma” konularını içeren uygulamalardaki başarıları arasında; orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki olmasına rağmen, kontrol grubundaki öğretmen adaylarının tutum ve başarıları arasındaki ilişki daha düşük düzeyde bulunmuştur. 

Yapılan nicel çalışmalar yanında, öğretmen adaylarına öğretim süreci sonunda uygulanan öğretim yöntemini değerlendirmeleri istendiğinde, elde edilen yorumlar da bu sonuçları desteklemektedir.

Bu çalışmanın sonuçları göstermiştir ki, öğrenme halkası modeli, öğretimdeki en önemli sorun olan etkili, anlamlı ve zihinde yapılandırmayla kalıcı öğrenmeyi sağlayabilme noktasında, eğitimcilere ve geleceğimize yön verecek olan genç beyinlere hem gerçek yaşamı öğrenmelerinde ve hem de bunu sınıflara yönlendirmelerinde katkı sağlayabilecek bir yaklaşımdır.

Tezin tamamına ulaşmak için lütfen tıklayın: Fizik laboratuarı dersinde öğrenme halkası modeli


Grafik cizme ve analiz etme becerisi olcegi

İlköğretim öğrencilerinin grafik çizmeye yönelik tutumlarını ve başarılarını ölçmek amacıyla hazırlanmış ölçeğin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Grafik çizme ve analiz etme becerisi ölçeği- kısım 1/kısım 2

Grafik cizme becerisi ölcegi

Thursday, February 19, 2009

İlköğretim öğrencilerinin grafik çizme becerilerini ve grafik çizmedeki başarılarını ölçmek amacıyla geliştirilen bir ölçek: "grafik çizme ve analiz etme becerisi ölçeği".

Geçerlik güvenirlik çalışmaları yapıldı.

Ölçek iki kısımdan oluştu. İlk kısımda öğrencilerin grafik çizme ve grafikleri yorumlama becerileri hakkındaki düşüncelerine yer verildi. İkinci kısımda ise öğrencilerin grafik ile ilgili düşüncelerini somut örnekler üzerinde göstermeleri istendi. 

Grafik çizme ve analiz etme becerisi ölçeğinin ilk kısmında öğrencilerin düşüncelerini ifade eden 8 madde bulunmaktadır. Öğrenciler düşüncelerini “her zaman”, “sık sık”, “arada sırada”, “nadiren” ve “hiçbir zaman” seçenekleri ile ifade ettiler. Ölçeğin birinci kısmının geçerlik güvenirlik çalışmalarına 140 ilköğretim 6., 7. ve 8. sınıf öğrencileri katıldı.

Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı α=0,85 olarak bulundu. Elde edilen bu güvenirlik katsayısı eğitim ve sosyal bilgiler alanında güvenirliği yüksek olan bir ölçek olarak değerlendirilmektedir.

Örneklemden elde edilen verilerin yeterliğini belirlemek için Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testi yapıldı. Bu ölçeğin KMO değeri 0,86.

Ölçekte yer alan 8 maddenin ortak varyansı 0,34 ile 0,57 arasında değişmektedir. Maddelerin tek bir faktörde toplandığı gözlenmektedir. Tek faktörün açıkladığı varyans miktarı yüzde 49’dur.

Grafik çizme ve analiz etme becerisi ölçeğinin ikinci kısmında 7 yorum gerektiren açık uçlu soru yer almaktadır. 

Grafik çizme ve analiz etme becerisi ölçeğini araştırmalarında kullanmak ve ölçek hakkında bilgi almak isteyen araştırmacılar hasret.nuhoglu@gmail.com adresine mail gönderebilirler

basit makinalar ile ilgili süper bir video

Sunday, January 11, 2009

Öğrencilere basit makinalar ya kitaptan sıradan bir şekilde anlatılır ya da laboratuardaki basit makinalar öğrencilere gösterilerek anlatılır. Genelde öğrenciler de pek birşey anlamaz. Sadece hangisinde yoldan kazanç hangisinde kuvvetten kazanç olur onu ezberlemekle yetinirler. Sınavda sorulacak sorulara odaklanırlar.

Bu videoda basit makinalardan yaralanılarak neler yapılabileceği gösterilmiş. Eminim öğrencilerin çok ilgisini çeker. 

Basit makina videosu-1

Basit makina videosu-2

İzlemenizi tavsiye ediyorum. 

Fen ve Teknoloji Tutum Olcegi

Saturday, January 10, 2009

Fen ve Teknoloji Tutum Ölçeği

Hasret Nuhoğlu 2008'de fen ve teknoloji dersine ve derste yapılan etkinliklere yönelik bir tutum ölçeği geliştirmiştir.  

İlköğretim öğrencilerinin fen ve teknoloji dersine ve bu ders kapsamında yer alan etkinliklere yönelik tutum ve ilgilerini ölçen ve araştırmacı tarafından geliştirilenéFen ve Teknoloji Tutum Ölçeği"; Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı α= 0.8739 olan güvenilir ve geçerliliği uzman görüşleriyle ve istatistiksel olarak ispatlanmış, 10’u olumlu 10’u olumsuz olmak üzere toplam 20 sorudan oluşan 3’li likert tipi bir ölçektir.

Faktör analizi yapıldıktan sonra ölçeğin 5 faktörlü olduğu tespit edilmiştir. Faktörlerin içerikleri:

Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılan fen ve teknoloji tutum ölçeği hakkında özet bilgi aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Makalenin tamamına ulaşmak isteyen araştırmacılar;

(İlköğretim Online, 7(3), 627-639, 2008. [Online]:http://ilkogretim-online.org.tr/vol7say3.html

adresinden ulaşabilirler.

Lorem

Please note: Delete this widget in your dashboard. This is just a widget example.

Ipsum

Please note: Delete this widget in your dashboard. This is just a widget example.

Dolor

Please note: Delete this widget in your dashboard. This is just a widget example.